1960’lı yıllarda ünlü modacı Christian Dior elbiselerin üstünü vücuda tam oturan, bele doğru inip eteklere doğru genişleyen bir hale getirdi. Kadınlar ilk anda garipsediler çünkü o kalem modeli elbiselerin içine girebilmek için yıllarca rejim yapmışlardı. Oysa bu tip bir elbise basenleri saklıyordu, rahattı.
Gece, gündüz her yerde giyilebiliyordu. Sanki bir A harfi gibiydi, üst dar, alt bol. Sonunda modada A kesim denilen bir akım doğdu ve A kesim elbiseler her yerde görülmeye başlandı. Dior, kadın giyiminde hem şık hem rahat duran bir tarz yaratmıştı.
Her Gardropta Olmalı
A kesimli bir elbiseniz gardrobunuzda olsun diyor bu işi bilenler. Acele zamanlarda, ne giyeceğimi bilemiyorum dediğiniz zamanlarda sizi kurtaracaktır diyorlar. Bu doğru, çünkü her yere uyabilen bir model. Bir parça değişik aksesuarla ya da ister düz bir ayakkabı isterse dolgu topukla olsun hemen değişik bir havayı size sunan model.
Siyah, düz, V yakalı bir A kesim elbiseyi uzun veya kısa, nasıl isterseniz giyip boynunuza takacağınız bir dizi beyaz inciyle hareketlendirdiğinizde çok şık olacaksınız. Böyle bir giyimle çekilen fotoğraflarda ünlü oyuncu Audrey Hepburn’ü hatırlayın. Zarif, masum ve inceydi. A kesim elbisenin özelliği bu. Kısa boylu hanımlar bile daha uzun görünebilirler. Ama hanımlara daha özgür, daha kadınsı bir hava verdiği bütün modacılar tarafından kabul edilmiş bir olgudur. Bunlar da zaten bir kadını şık gösterebilmenin temel kuralı.