Dünya Edebiyatı bu yıl ünlü İspanyol yazar Migel Cervantes’in 467. doğum yılını kutluyor. Dolayısıyla dünyanın en bilinen roman kahramanlarından olan Don Kişot da 409 yaşında oluyor. Geçtiğimiz yıllarda mezarının bulunduğu açıklanan Cervantes çok usta bir yazar. Yapıtı 38 dile çevrilip ölümsüzler arasına girdi. Hatta yarattığı kahramanının gölgesinde kalan bir yazar oldu. James Bond’un ve Sherlock Holmes’un ününün yazarlarını geçmesi gibi bir oldu.
İmkansızın Peşinde Dolaşırdı
Don Kişot, okuduğu şövalyelik öylülerine kafayı takan bir İspanyol beyfendisi. Dünyayı kendi inandığı gibi görüyor ve hayallerinin peşinde koşoyor. Kelimenin tam anlamıyla yaptığı bu. Çok bilinen öyküye göre yel değirmenleri onun için canavar, kemikleri çıkmış cılız atı ise Rosinante adındaki yağız bir küheylan. Üçkağıtçı komşusu Sanço Pança’da onun akıllı yardımcısı. Ve onun bu güzelliklerle dolu, iyi niyetli, bazen insanı hüzünlendiren hayal gücüne göre prenses Dulcinea olarak gördüğü köylü kızını düşmanlardan kurtarması gerekiyor.
Don Kişot düzeltilemez gibi duran hataları düzeltmek için bıkmadan uğraşmayı anlatan konusuyla çok önemli bir eser. Aslında iyimserlik aşılayan bir eser. Bu yüzden asırlardır yeni basımları yapılıyor, tekrar tekrar okunuyor. Ömrünün beş yılını kendisini kaçıran korsanların yanında tutsak geçirdiği, sonra da bir manastırın yardımı ile toplanan fidyenin ödenmesiyle özgür kaldığı bilinen Cervantes, dünyadaki insanlara hala umut aşılıyor.